Bu posta GLORY HUKUK VE DANIŞMANLIK web günlüğünde yayımlandı – saat: 18:09:20 tarih: 19.12.2021 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının İcrası

Hesap ÖZDEMİR HUKUK VE DANIŞMANLIK

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının İcrası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının üye devletler için ne ifade ettiği, her devlet için ayrı tez çalışmalarının konusu olabilir. AİHM kararları sonucunda değişen anayasalar, kanunlar, yönetmelikler, idari ve yargısal uygulamalar bulunmaktadır. Uzun yıllar egemen bir devletin uluslararası bir mahkemenin kararına dayanarak anayasası da dahil olmak üzere en yüksek normlarını değiştirmesi düşünülemezdi. Bu gerçek, AİHM ile bir gerçeklik haline geldi. AİHM kararlarının kökenleri, yapısı ve türleri açıklandıktan sonra tez, kararlarının icra sürecine odaklanmıştır. AİHM kararlarının uygulanmasında hakim ilkenin “tabiiyet” olduğu sonucuna varılmıştır. Bu ilkeye göre üye devletler yürütme aşamasında “süreç” değil “sonuç” yükümlülüğü altındadır. Başka bir deyişle; Bakanlar Komitesi için, bir AİHM kararının icrası son derece önemlidir ve nasıl icra edildiği genellikle bir ayrıntı meselesidir. Ancak Bakanlar Kurulu'nun taraf devlete bu özgürlüğü AİHS'nin çizdiği sınırlara uygun olarak sağladığı tespit edilmiştir. Unutulmamalıdır ki tez boyunca Bakanlar Kurulu kararlarının zaman zaman siyasi bir kimlik kazanabileceği ifade edilmiştir. Bakanlar Komitesi, üye devletlerin Dışişleri Bakanlarından oluşan bir organdır ve esasen siyasi bir organizasyondur. Bu yapılanma kaçınılmaz olarak kararlarını etkilemekte ve üye devletin konseydeki önemi, insan hakları sicili, diplomasi kabiliyeti gibi faktörlere bağlı olarak bu etkinin oranı artmakta veya azalmaktadır. Bakanlar Komitesi'nin siyasi kimliği, AİHM kararlarının icrai olmaktan çıkmasına neden olabilecek düzenlemelerin kullanılmasına yol açabileceğinden zarara yol açabilmektedir. Yürütme sürecinin Konsey'de ve uluslararası platformda yürütme yükümlülüğü altındaki devletin gücüne göre şekillenmesi, bu süreçte adaletsizliklerin olabileceği izlenimini vermektedir. Şurası unutulmamalıdır ki, Konsey'in siyasi yaklaşımı aşırı ise, AİHM'nin şu veya bu şekilde AİHM'e intikal ettiği göz önüne alındığında, bu aşırılığın Mahkeme'nin meşruiyetini sorgulanabilir hale getirebileceği unutulmamalıdır. Öte yandan Bakanlar Kurulu'nun siyasi oluşumu da kararların uygulanma süreci açısından olumlu bir durum. Nitekim uluslararası ilişkileri siyasetten tamamen arınmış, tamamen hukuki bir zemine oturtmak dün olduğu gibi bugün de imkansız görünüyor. Böylece Bakanlar Kurulu, AİHM kararlarının hukuki niteliği üzerine siyasi bir icraat inşa etmekte ve kararları uluslararası ilişkiler bağlamında gerekli zemine yerleştirmektedir. Kanaatimizce bahsi geçen siyasi yaklaşım, AİHM kararlarının özüne zarar vermemeyi ve Bakanlar Kurulu'nun siyasi niteliğini kullanarak AİHM kararının icrasını ilgili devletin gerçekleriyle uyumlu hale getirmeyi amaçlamalıdır. AİHM kararlarının icrasında AKID'nin kilit rol oynadığı unutulmamalıdır. Ancak AKID'in şeffaflığı ve düzenliliği ayrı bir konu olmakla beraber AKID, hukukçulardan oluşan bir sekretarya olarak, hukuki bir şekil alarak kararların sistemleştirilmesine büyük katkı sağlamaktadır Bu planların planlarını geliştirmek için, bir D'nin daha iyi planlanmış ve dağıtımcı tasarımcıları, Bakanlar Kurulu'na sunulan kararlarda dikkate alınacak ve seçimlerin niteliğine ve genel eğitime ilişkin planlarında kabul edilen kararlarda özetlenmelidir. Analizde AİHM kararlarının icrasında olduğu gibi yargıda da yeniden doldurulması gereken siyasi bir yönü vardır. Özellikle UST'den yararlanabilmek için devletlerin politikalarını kullanmak bu konuda kendini göstermektedir. Bu bakımdan meclise kadar mecliste mücadele etmek de siyasi bir tercihtir. AİHM kararlarının uygulanması Konsey'de kalmanın en önemli yönlerinden biri olarak kabul edilirken, tüm planlamalar kapsamlı bir şekilde ele alınan bir devlet olarak algılanmamaktadır. Bakanlar kurulunun tavrı böyle bir durumda taviz almaya çalışmaktır. AİHM kararlarının uygulanma oranlarını genişleterek, tekrar edenlerin uygulamalarını gerçekleştirmek için geçmek için kapatılması gereken okulları yetiştirmek. Bu bağlamda ilk adım devlet yönetimi yolundadır. Türkiye'de karar alma, “AİHM'lerin icrası dosya grubu hariç, 1. bakanlık tarafından takip edilen 49. bakanlık Cumhurbaşkanlığı kararnamesi. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Başkanlığı'nın kurumsal ve teknik çalışmaları, inceleme ve AİHM kararlarının personel incelemeleri hızlı ve etkin bir şekilde yürütülecek Süreç bu kişilerin İnsan Hakları Daire Başkanlığı'na yaptırılması, fiziki ve teknik atölye kullanılamaz. İkinci adım listelerde yer alan insan öğelerinin satın alınmasıdır. Türkiye İnsan ve Eşitlik Kurumu gibi insan haklarına sahip olmak, Türkiye İnsan ve Eşitlik Kurumu gibi yargılanmadan yargılanmaktadır. Bunlar, mükerrer kararlar alabilecekleri ve yerel mahkemelerin öne çıkan makamlarıdır. Çünkü eski mi yoksa eski mi, bu idari makamların ve mahalli mahkemelerin kullanımından uzun yıllardır tekrarlanan bir durum. Yerel yönetimlerin bu rolüne ilişkin AİHM'nin izlediği yolların değerlendirilmesi yapılacaktır. AİHM'nin karar verdiği sahnelerde, sahnede olmayı tercih edenler için bir yol vardır. AİHM ne yapabilir? Yerel yönetimlerin sahip olduğu salonların dışında büyük bir aksiyon salonu da bulunmaktadır.